Sporcularda Sıvı Dengesinin Performansa Etkisi
Sıvı dengesinin bozulmasının sonucu olarak ortaya çıkan dehidratasyon performansı en çok etkileyen durumdur. Dehidratasyon; bilinç bulanklığına, fiziksel ve bilişsel kapasitede düşüşe, böbrek fonksiyonlarında bozulmaya, kalp ritminde azalmaya ve baş ağrısına kadar birçok önemli problemlere yol açmaktadır.
Tüketilmesi gereken sıvı miktarı aktivitenin yoğunluğuna ve aktivite sırasında terle kaybedilen sıvı elektrolit miktarına göre ayarlanmalıdır. Yeterli hidrasyonun sağlanması vücut sıvı kayıplarının yerine konmasını sağlayarak performanslarında azalma yaşamamalarını sağlar. Tam tersi durumda dehidratasyonda vücut sıcaklığında artma ya da azalma gözlenebilmektedir. Vücut sıvılarının azalmasının sonucu olarak kan hacmi azalmakta, kaslara taşınan oksijen miktarı düşmekte ve performans bu nedenle düşmektedir. Vücut sıvılarının azalması termoregülasyonun bozulmasına yol açarak hipertermiye sebep olabilmektedir. Vücut suyunda her %1’lik düşüş vücut ısısın 0.13 derece artışı sağlar. Kuvvet-güç gerektiren sporlarda ağırlık kontrolü için sıvı alımının kısıtlanması ise hipotermiye neden olabilmektedir. Hipotermi, hipertermiye göre daha çok dikkat edilmesi gereken bir durumdur çünkü ölümcül sonuçlara yol açabilir. Hipotermi durumundaki sporcularda vücut ısısı, hidrasyon durumu yeterli olan bireylere göre çok daha hızlı yükselmekte ve bu da çabuk yorulmalarına neden olmaktadır. Yapılan bir çalışmaya göre sporcuların büyük bir kısmının hidrasyon konusunda bilgi sahibi olmadığı, yalnızca dörtte birinin müsabaka öncesi, sırası ve sonrası sıvı alımına dikkat ettiği görülmüştür.
Egzersiz öncesi ve sonrası yapılan ölçümlerde çıkan %2 ve üzerindeki ağırlık kayıpları sıvı alımının yetersiz olduğunun bir kanıtıdır. Sadece %2’lik kayıplar bile performans üzerinde ciddi olumsuz etkiler gösterirken, bu kayıplar arttıkça olumsuz etkileri de artış göstermektedir. Ortam sıcaklığının artışı ve kiloda %2’nin üzerindeki kayıplar sporcunun egzersiz sırasında tüketebileceği maximum oksijen miktarını (VO2 max) önemli ölçüde düşürmektedir. Sonuç olarak bireyde aerobik kapasitede azalmaya, dayanıklılık performansında düşüşe, çabuk yorulmaya, oksidatif hasarın artışına sebep olur. Kaybedilen sıvıların yeterine konmasıyla da tüm bu durumlarda iyileşme olduğu gözlemlenmiştir.




