Hashimoto Tiroidi Nedir?
Hashimoto tiroiditi (HT), kronik lenfositik tiroidit olarak da bilinir ve tiroid bezinin otoimmün bozukluklarından biridir. Bu hastalık kadınlarda erkeklerden daha sık görülmektedir. Hashimoto hastalığının gelişiminde genetik faktörler riskin %70-80’ini, çevresel faktörler ise %20-30’unu oluşturur. HT, tiroid bezinde antikorların (anti-TPO, yani tiroid peroksidaza karşı antikorlar ve anti-TG, yani tiroglobuline karşı antikorlar) varlığına dayanarak teşhis edilir. HT ayrıca, ultrasonda görülebilen lenfositlerin tiroid dokusuna infiltrasyonu ile karakterizedir. Kan testleri için önerilen diğer tanı belirteçleri TSH ve fT4’tür (serbest tiroksin). Hashimoto hastalığında, hormonlar diğer organlar ve dokular üzerinde birden fazla etkiye sahip olan tiroid bezinin işleyişini kötüleştirir. Hashimoto hastalığının semptomları arasında kronik yorgunluk, sinirlilik, ruh hali değişimleri ve gastrointestinal veya kardiyovasküler sorunlar bulunmaktadır. Tedavi, HT ile ilişkili hipotiroidizm için tiroid hormonlarının değiştirilmesini içerir. Temel farmakoterapi levotiroksindir. Ötiroidizme (normal tiroid hormonu seviyeleri durumu) ulaşılmasına rağmen, bazı hastaların yaşam kalitesi yeterince düzelmemektedir. Bunun nedeni otoimmünitenin etkisi olabilir, ancak bununla ilgili sonuçlar kesin değildir.
Hashimoto da diyet tedavisinin uygulanması, ölçülebilir faydalar sağlayabilen invaziv olmayan bir yöntemdir. Literatür, çeşitli besin maddelerinin temel etkisini vurgulamaktadır. D vitamini, antioksidanlar, tekli doymamış ve çoklu doymamış yağ asitleri, magnezyum ve çinko gibi iltihap önleyici besinler, tiroid iltihabını azaltmak için önemlidir. İyot ve selenyum, tiroid hormonlarının sentezinde ve metabolizmasında rol oynar. Bu grup Hashimoto tiroiditli hastalarda sık görülen anemi ve kardiyovasküler hastalıklar nedeniyle yeterli demir, folik asit ve B12 vitamininin sağlanması da önemlidir. Güncel bilgilere göre, gıda intoleransları veya çölyak hastalığı gibi hastalıkların varlığında glüten veya laktoz ortadan kaldırılmalıdır. Uygun şekilde dengelenmiş bir diyetin ilkelerinden biri, proinflamatuar etkiye sahip doymuş yağ asitlerini, şekerleri ve rafine karbonhidratları sınırlamaktır. Böyle bir antiinflamatuar diyet, diğerlerinin yanı sıra Akdeniz diyeti modeliyle temsil edilir.
Şu ana kadar yapılan derlemeler veya meta-analizler Hashimoto hastalığında seçilmiş besin öğelerinin önemine odaklanmıştır, yani selenyum, D vitamini, iyot, glüten, çinko, demir ve guatrojenler üzerinde durulmaktadır.
Beslenme tedavisi Hashimoto tiroiditi seyri üzerindeki potansiyel olumlu etkisini göstermektedir. Çoğu zaman, beslenme müdahalesi glüten, laktoz veya seçilmiş gıda ürünleri gibi bileşenlerin ortadan kaldırılmasını içermektedir. Bugüne kadar yapılan çalışmalar, levotiroksin ile tedavi edilmemiş Hashimoto hastalığı olan kişilerde laktoz kısıtlamasının hiçbir faydası olmadığını göstermiştir.
İyot eksikliği guatıra neden olan bilinen bir faktördür. İyot eksikliğini önlemek için, iyotlu tuzla güçlendirmeler getirilmiştir. Öte yandan, günde >1100 mcg tüketim de tiroid disfonksiyonuna yol açabilir. Aşırı iyot, Hashimoto tiroiditinin gelişimine yol açan iltihaplanmaya neden olduğu için tiroid hücreleri için toksiktir. Aşırı iyot, Wolff-Chaikoff etkisine, yani tiroid hormonlarının sentezinde geçici veya kalıcı bir azalmaya ve tiroid peroksidaz aktivitesinin dolaylı inhibisyonuna yol açabilir.