Kilo Kaybını Destekleyen Gıda Takviyeleri Nelerdir?
Kilo kaybını destekleyen gıda takviyeleri, doğal içerikli algısı nedeniyle son yıllarda oldukça popüler hale geldi.Mevcut gıda takviyeleri; karbonhidrat metabolizmasını iyileştirmesi, lipoliz yani yağ yakımını desteklemesi veya enerji harcanmasını artırması, açlığı azaltması gibi çeşitli etki mekanizmalarına sahiptir. Bu gıda takviyelerini alırken doz hesaplaması çok önemli bir yere sahiptir. Takviye belli dozlarda yararlı etkiyi sunarken belli bir seviyenin üzerinde alımı toksisite riskini doğurabilmektedir. Kilo kaybına yardımcı olmada etkisi en yüksek olan takviyeleri ve onların etki mekanizmalarını ele alacağız.
Kafein Ve Klorojenik Asit
Kahve, kavrulmuş kahve çekirdeklerinden hazırlanan, dünya çapında tüketilen en popüler içeceklerden biridir. Kahve içerisindeki kafein, sempatik sinir sisteminin uyarılabilirliğini artırır, yağ oksidasyonunu artırır ve kahverengi yağ dokusu aktivasyonu yoluyla açlığı bastırır ve enerji harcanmasını uyarır. Klorojenik asit, lipid ve glukoz düşürücü özelliklere sahip bir antioksidan ve anti inflamatuar fenolik asittir. 1999 ile 2014 yılları arasında yapılan bir sistematik inceleme ve meta-analizde, kafein tüketiminin kilo ve yağ kaybı üzerindeki olumlu etkilerini vurgulanmıştır. Obez 30 denek üzerinde yapılan ve 12 hafta süren bir çalışmada, CGA ve kafein açısından zengin hazır kahve tüketiminin, benzer miktarda CGA içeren kafeinsiz tüketime kıyasla daha fazla kilo kaybı sağladığını göstermiştir. Kafein alımı ile diyet tedavisi uygulayan kadın katılımcılarda, kafein tüketimi olmadan aynı diyeti uygulayan kontrollere kıyasla daha fazla kilo kaybı olduğu görülmüştür. Kafeinle tedavi edilen grupta açlık bastırılmış ve bir aylık takip döneminde kilo vermeye devam edilmiş, kontrol grubunda ise vücut ağırlığında hafif bir artış görülmüştür.
Yeşil Çay
Yeşil çay, Camellia sinensis bitkisinin yapraklarından yapılan fermente edilmemiş, popüler bir içecektir; tarihsel olarak tıbbi amaçlar için kullanılmış ve son yıllarda sağlık açısından potansiyel olarak faydalı etkileri araştırılmıştır. Çayın baskın bileşeni olan epigallokateşin-3-gallat (EGCG) ve kafein gibi kateşinlerin, vücut ağırlığının azaltılması, metabolik sendromun iyileştirilmesi, kardiyovasküler hastalıklar ve kanserin önlenmesi ve nörodejenerasyona karşı koruma sağlamaktadır. Yeşil çayın güvenli olduğu ve yan etkilerinin az olduğu kanıtlanmıştır.
Yeşil çayın obeziteyi önleyen en etkili yollarından biri, gastrointestinal (GI) kanaldaki pankreatik lipaz, amilaz ve glukosidaz gibi enzimlerin inhibe etmesinden kaynaklanmaktadır. Mide-bağırsak kanalında lipazın inhibisyonu ve ardından yağ emiliminin azalması, obezite tedavisi için iyi bilinen bir hedeftir; orlistat bu mekanizmadan yararlanırken, amilaz ve glikosidaz karbonhidratların sindirimini ve emilimini engelleyerek yine enerji alımını azaltır. Bağırsak bakterilerinin yağ depolamayı, kan şekeri dengesini ve iştah hormonlarını etkilediği gösterildiğinden, bağırsak mikrobiyotasının bileşimi obezite ve T2D gibi ilgili hastalıklarla yüksek oranda ilişkilidir. GT, bağırsak mikrobiyotasını iki etki modu yoluyla etkileyebilir. Amilaz ve glukosidaz inhibisyonu, mide bağırsak kanalında sindirilmemiş karbonhidratların varlığını arttırır ve bunun sonucunda mikrobiyotayı, yakın zamanda keşfedilen kısa zincirli yağ asitleri (SCFA) üretmeye yönlendirir. AMPK’yi aktive edebilme ve lipogenez ve lipoliz yoluyla kilo kaybını tetikleyebilme yeteneğine sahiptir.
Resveratrol
Resveratrol, üzüm, çilek ve sert kabuklu yemişler gibi çok çeşitli bitki türlerinde bulunan ve uzun süredir gıda takviyesi olarak kullanılan doğal bir polifenoldür. Antioksidan, anti inflamatuar ve antikarsinojenik etkiler gösterdiği ve kardiyo-nöroprotektif olduğu bilinmektedir. Resveratrolün, AMPK aracılı bir mekanizma yoluyla SIRT-1’in en güçlü aktivatörlerinden biri olduğu bulunmuştur. SIRT-1 aktivasyonu, glikoz metabolizması bozukluğu ve karsinojenez gibi yaşlanmayla ilişkili metabolik hastalıklara karşı koruma sağladığından bu özellikle önemlidir. Klinik öncesi çalışmalarda, obezite modellerinde resveratrolün metabolik hastalıklara ve kilo alımına karşı koruma sağladığı bulunmuştur. Resveratrol takviyesinin kilo kaybı üzerindeki etkisini araştıran 36 randomize kontrollü çalışmanın bir sistematik incelemesi ve meta-analizi, resveratrol takviyesinin kilo, BMI, bel çevresi ve yağ kütlesini önemli ölçüde azalttığını ve yağsız kütlede önemli bir artışa yardımcı olduğunu göstermiştir.
Kapsaisin
Kapsaisin, biberlerin aktif bir bileşiğidir ve kapsaisinoidler ailesinin bir bileşenidir. Hayvan modellerinde kapsaisinin ayrıca açlık hormonu ghrelinin salınımını baskıladığı görülmüştür. Çalışmalarda kapsaisinoidler ve kapsinoidlerin tokluğu artırıp açlığı azaltabildiği, dolayısıyla enerji alımını azalttığı ortaya konulmuştur. Oksijen tüketiminde, vücut ısısında ve metabolizma hızında (yaklaşık 50 kcal/gün) küçük bir artışla birlikte enerji harcaması üzerindeki yararlı etkisi olduğu görülmüştür.
Konjuge Linoleik Asit (Cla)
Konjuge linoleik asit (CLA), geviş getiren hayvanların et ve süt ürünlerinde doğal olarak bulunan çoklu doymamış yağ asitleri olan linoleik asit izomerlerinin bir grubudur. CLA’nın anti-kanserojen etkiler gösterdiği, vücudu iyileştirdiği, kilo kaybına yardımcı olduğu, kardiyovasküler riski azaltırken bağışıklık ve/veya inflamatuar yanıtları modüle ettiği gösterilmiştir. Gastro intestinal şikayetler dışında önemli bir yan etki bildirilmemiştir. Hayvan modellerinde ve insan deneklerde kilo kaybına yardımcı olması ile ilişkili muhtemel çeşitli olası mekanizmalar önerilmiştir. İlk olarak, CLA takviyesinin adipositlerin boyutunu azalttığı, adiposit farklılaşmasını değiştirdiği, apoptotik yolları uyardığı ve lipid metabolizmasını düzenlediği gösterilmiştir. Yağ asitlerinin oksidasyonunu ve yağ mobilizasyonunun bir mekanizması olarak beyaz yağ dokusunun kahverengileşmesini sağlamaktadır. Diyete CLA eklemek bağırsakların mikrobiyota bileşimini de değiştirebilir ancak bu değişikliklerin kilo kaybında rol oynadığını göstermek için daha fazla çalışmaya ihtiyaç vardır. Sonuç olarak literatür, CLA’nın öncelikle 10 ve 12 CLA izomerinin insan deneklerde kilo ve yağ kaybını desteklediğini öne sürüyor. Etkinliği klinik olarak sınırlı ve kanıt kalitesi düşük gibi görünse de güçlü klinik öncesi kanıtlar, düşük kilo kaybı etkisi ve çok iyi güvenlik profili göz önüne alındığında, CLA bir diyet programına ek olarak obezite tedavisi olarak düşünülebilir.
L-Karnitin
L-Karnitin, beyin de dahil olmak üzere memeli dokularının çoğunda bulunan, doğal olarak oluşan bir amino asit türevidir. Karaciğer ve böbrekler, lizin ve metiyonin amino asitlerinden yeterli miktarda üretir. Bununla birlikte, bazı bireyler (erken doğmuş bebekler gibi) yeterli miktarda üretmezler, bu da L-Karnitini şartlı olarak gerekli bir besin maddesi haline getirir. En iyi L-Karnitin kaynakları kırmızı et, balık, kümes hayvanları ve süt ürünleri gibi hayvansal ürünlerdir. L-Karnitinin çeşitli farklı mekanizmalar yoluyla vücut ağırlığının azaltılmasına katkıda bulunduğu bildirilmektedir. Öncelikle hayvan modellerinde insülin direncini azalttığı ve enerji metabolizmasını uyardığı, insanlarda ise yağ oksidasyonunu uyardığı öne sürülüyor. Ayrıca, aktifleştirilmiş uzun zincirli yağ asitlerinin mitokondriye taşınmasını kolaylaştırmak için de gereklidir ve önemli bir rol oynar. Lipit katabolizması veya adipogenez düzenleyicilerini modüle edebildiği görülmektedir. Son olarak L-Karnitin takviyesinin tokluğa yardımcı olabileceği ileri sürülmüştür. Her ne kadar birçok klinik öncesi çalışma L-karnitin takviyesinin kilo kontrolünde etkinliğini gösterse de klinik araştırmalardaki bulgular çelişkilidir. Sonuç olarak, L-Karnitinin yetişkinlerde kilo kaybı amacıyla kullanımını destekleyen kanıtlar hala düşük düzeydedir, kanıtların iyileştirilmesi ve en iyi, en güvenli günlük dozun bulunması için doz artırma çalışmalarının yapılması gerekmektedir.
Kilo kaybını destekleyen gıda takviyeleri ile ilgili daha detaylı bilgi almak için bizimle iletişime geçebilirsiniz.